Avrupa sınırları içinde yaşayan yaklaşık 10 milyon kişi bugünlerde oldukça mutlu ve heyecanlı. Bunlar, Schengen Bölgesi içerisinde vizesiz seyahat hakkı kazanan Sırbistan, Makedonya ve Karadağ halkları. 19 Aralık’tan bu yana vizesiz seyahat hakkına kavuşan Sırplar bugün ayrıca Avrupa Birliği üyeliği için de resmen başvuru yapıyor. Sırbistan Devlet Başkanı Boris Tadiç, başvuruyu AB Dönem Başkanı İsveç’e sunabilmek için Stockholm’ün yolunu tuttu. İsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt, Sırbistan’ın kararını memnuniyetle karşıladığını açıklamıştı. Öte yandan vizesiz seyahatin heyecanını yaşayan çoğu kişi, ilk seyahatlerine başladı bile.
18 yıl bu anı beklemiş
Belgrad’tan gelen uçaklar iki saatlik gecikmeyle Münih Havaalanı’na indi. Ancak Sırp Zoran Klenoviç’in yüzünde yorgunluktan eser yok. Kırmızı pasaportunu bir yelpaze gibi kullanan Klenoviç, şunları söylüyor:
"18 yıl boyunca bugünü bekledim, yani kolaylıkla seyahat edebilmeyi. Daha önce Tito zamanındaki kırmızı pasaportlarla da bu mümkündü. Uzun bir aradan sonra şimdi tekrar kırmızı pasaporta sahibiz. 18 yıl kâfi değil mi sizce de?“
Klenoviç, 19 Aralık’tan bu yana, Schengen Bölgesi’nde vizesiz seyahat hakkı kazanan yaklaşık 10 milyon Sırbistan, Makedonya ve Karadağ vatandaşından biri.
Vizesiz seyahatin daha ilk gününde Münih’e gelenler, bu özgürlüğe inanmakta zorluk çekiyordu. Bazılarıysa "ne olur ne olmaz" diyerek yine de işini sağlama almıştı. Yaşlı bir kadın, “Konsolosluğa gittim ve emin olmak için üç aylık vize aldım“ diyor.
Turistler için günde 45 euro gerekli
Bildunterschrift: Großansicht des Bildes mit der Bildunterschrift:
Kontrol noktasında görevli polis memuru Winfried Winterer, davetiye ya da seyahat sağlık sigortası olup olmadığını sormuyor. Sadece biyometrik pasaportu bilgisayar kontrolünden geçiriyor ve bilgisayarın veri bankası aracılığıyla karşılaştırma yapıp bazı sorular soruyor. "Otel rezervasyonunuz var mı?" gibi sorular.
Bazı yolcular oldukça hazırlıklı gelmiş. Laptopunu açan bir turist, otel rezervasyon bilgilerinin kayıtlı olduğu bölümü gösteriyor. 39 yaşındaki polis memuru esprili bir yorumda bulunuyor:
"Yeni yüzyıl, yeni teknoloji. Kağıt yok ama laptop var!“
Turist olarak gelenler ayrıca, Almanya’da kaldıkları süre boyunca masraflarını karşılayıp karşılayamayacaklarını da kanıtlamak zorundalar. Winterer, şu bilgiyi veriyor:
"Almanya için günlük 45 euroluk bir tutar kabul ediliyor. Örneğin eğer burada 10 gün kalmak istiyorlarsa, o zaman yanlarında 450 euro bulundurarak hareket etmeliler."
Hemşeriden gönüllü tercüme
Genç bir Sırp, giriş bölümüne yaklaşıyor. Ancak ne İngilizce konuşabiliyor ne de Almanca. Bir hemşerisi, gönüllü olarak tercüme konusunda yardımcı oluyor:
"Almanya’yı görmek için bir kaç gün burada kalmak istiyor. Ne akrabası var ne de geri dönüş bileti ayırtmış."
Bu cevabı duyan Winterer, kaşlarını çatıp, “Sırbistan'da bir işi var mı?" diye soruyor.
Genç adam bir öğrenci, ancak eğitimini yarıda kesmek zorunda kalmış. Babasından 3 bin euro ödünç almış ve bu da Batı'ya ilk seyahatiymiş. Winterer, bir süre tereddüt ediyor ancak daha sonra pasaportu damgalıyor. Genç adam ardından, gönüllü tercümanının tercüme ettiği şu cümleyi söylüyor:
"Söyle ona; bizler, onların düşündüğü kadar kötü insanlar değiliz."
(Deutsche-Welle)
Yorumlar Tüm Yorumlar (7)