Havalimanlarındaki acil durumlara müdahale görevi yapan ARFF’ler, son dönemde üç kritik olaya anında müdahale ederek faciayı önlediklerine işaret ederek, “Havacılık tazminatı dağılımında bizim önemimizi dikkate alın” mesajı verdi.
Airporthaber’e bir açıklama gönderen Havalimanı Kurtarma ve Yangınla Mücadele ARFF mensupları, Katmandu’da pistten çıkan THY uçağının kurtarılmasında, motoru yanan THY uçağının piste inişinin hemen ardından başarılı şekilde yangının söndürülmesi ve aprona akan yakıtın alev almadan kontrol altına alınmasında çok önemli görevler üstlendiklerini vurgulayarak, havacılık tazminatı dağılımında bu konuların dikkate alınması gerektiğini vurguladılar.
İşte Airporthaber’e gelen o mektup:
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yapan yaklaşık 1300 civarında ARFF Memuru (Havalimanı Kurtarma ve Yangınla Mücadele Personeli ) 2005 yılında yürürlüğe giren ve tüm DHMİ çalışanlarına belli oranlar gözetilerek (ki bu oranların neye göre belirlendiği manidardır) dağıtılan Havacılık Tazminatındaki adaletsizliğin giderilmesi yönünde uzun süredir beklenti içindeler…
2005 yılından bu yana DHMİ çalışanlarına verilen Havacılık Tazminatı ücret grupları dağılımında 3. Grupta yer alan ARFF personelleri uzun süredir mağdur oldukları gerekçesiyle Havacılık Tazminatı dağılımının yeniden planlanmasını ve uğradıkları haksızlığın giderilmesini talep etmektedirler.
2015 yılı toplu sözleşme görüşmelerinde Ulaştırma iş kolundaki madde 12’de yer alan Havacılık Tazminatında 31 Ocak tarihine kadar çalışma yapılması kararı, ARFF Memurlarının uzun yıllardır süren beklentilerinin giderilmesi açısından umut ışığı gibi görünse de havacılıkla ilgisi bulunmayan grup olarak tanımlanan ve ARFF personelinin de yer aldığı 3. grubun değişmesine olanak sağlamayacağı değerlendirilmektedir. Esas olan ARFF personelinin bulunduğu 3. gruptan 1. veya 2. Gruba alınması olmalıdır.
Geçtiğimiz aylarda Atatürk Havalimanına inişini müteakip alevler arasında pistten çıkarak kazaya uğrayan uçağa yapılan başarılı müdahale ile tüm yolcuların hayatını kurtarmış, kazaya uğrayan uçak sebebiyle iniş kalkış trafiğine kapatılan pisti 4 saat gibi rekor bir sürede uçağı bulunduğu yerden kaldırarak pistin hava trafiğine açılmasını sağlamışlardır. Yine Atatürk Havalimanı apronundaki büyük çaplı yakıt dökülmesi olayına yapılan erken müdahale ile de olası bir facianın önüne geçilmiştir. Bununla birlikte yakın zamanda Nepal Katmandu Havalimanında kırıma uğrayan THY uçağına Nepal de uçak kurtarma ekipmanı bulunmaması nedeniyle ve diğer ülkelerden gelen ekiplerin kısıtlı teçhizat ve çalışmaları nedeniyle ülkemizden Nepal’e giden ekipmanlarla birlikte ARFF personelince müdahalede bulunulmuş ve söz konusu uçak başarılı bir şekilde bulunduğu yerden kaldırılarak emniyetli bir şekilde aprona kadar çekilmiştir.
Tüm bu başarılı operasyonlar ARFF personelinin gerek ülkemizde gerekse de dünya çapında ne kadar önemli bir iş yaptıklarını ortaya koymuş, havacılık tazminatında hak ettikleri değeri almadıkları gerçeğini bir kez daha gün yüzüne çıkarmıştır.
Havacılık tazminatının ayarlanması esnasında her ne kadar havacılığa hizmet etmedikleri gibi söylemlerde bulunulsa da ARFF personeli tarafından gerçekleştirilen ve yukarıda örnekleri verilen çalışmalar göz önünde bulundurulduğunda; dünyada ve ülkemizde gelinen noktada havacılığın olmazsa olmazları arasında yer ARFF Memurlarının uçağa ve uçuşa hizmet vermediğini iddaa etmek tamamen asılsız ve mesnetsiz bir uygulamadır.
Kaldı ki yukarıda örnekleri verilen olaylarda ARFF personelinin tek düşüncesi hayat kurtarmak ve meydana gelebilecek hasarı en az seviye de tutabilmek, olayın daha da büyüyerek facia boyutlarına ulaşmasını önlemektir. Hayat kurtarmak gibi asli bir görevi yerine getiren personele ayrımcılık yaparak uçağa ve uçuşa hizmet vermediğini iddaa etmek hiç kimseye fayda sağlamayacağı gibi söz konusu personelin moral, motivasyon ve çalışma azmini yok ederek iş kaybı, huzursuzluk ve kutuplaşmaya sebep olacaktır.
Havacılık sektöründe seslerini duyurmaya çalışan gerek ARFF personelinin gerekse de adı anılmayan diğer personelin sesi olmak adına değerli DHMİ yöneticilerine sesleniyoruz. Gelin bu ayrımcılığa, bu bölünmüşlüğe bir son verin. 2015 yılı toplu sözleşme görüşmelerindeki karara istinaden işte size fırsat…
Şimdi söz sizde…
Yorumlar Tüm Yorumlar (198)