Uzun bir süredir gündemde olan ve hakkında spekülasyonların arttığı İstanbul’un üçüncü havalimanına dair somut bazı açıklamalar, geçtiğimiz günlerde bizzat Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım tarafından yapıldı ve 2015 yılında tamamlanacağı söylendi. Bu haftaki konumuz öngörülen bu takvimin havacılık bilimselliğiyle örtüşmemesi…
Açıklamalara göre yeni havalimanı “İstanbul’un kuzeyinde, Avrupa yakasında, Karadeniz’e yakın bir yerde” inşa edilecek. Avan projeyle ilgili süreci hızlandırmak adına bugünlerde DHMİ (Devlet Hava Meydanları İşletmesi) ve DLH (Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü) hummalı bir çalışma yürütüyorlar. Bakan Yıldırım, ayrıca birkaç etaptan oluşacak havalimanında ilk etabın 2015 yılında tamamlanacağı öngörüsünün de altını çiziyor. Ne kadar tuhaf bir ülkeyiz değil mi? 2008 yılında en yetkili ağızlar tarafından tüm sınır karakollarının en kısa sürede yenileneceği belirtilmişti, halen şehit sayılarımız katlanarak artıyor. Öte yandan 3 sene içinde 90-100 milyon yolcu/yıl kapasiteli dev bir havalimanı inşaatı hedefleyebiliyoruz. Büyük ülkeyiz vesselam!
Asıl konumuza dönersek, Yıldırım’ın yeni havalimanıyla ilgili öngördüğü takvimin havacılık bilimselliğiyle örtüşmediğinin altını çizmem gerekir. Sanıyorum ki Sayın Bakan’ı yanlış bilgilendiren ve yönlendirenler var. Zira sıfırdan havalimanı yapmakla havalimanı terminali yapmak çok ayrı işlerdir.
Ülkemizde 90’lı yıllardan itibaren başarıyla yap-işlet-devret modeli uygulanan havalimanı terminal yenileme ve büyütme projeleri kamuoyunda yanlış bir algı oluşturdu. Zira kamuoyu yeni terminalleri havalimanı gibi algılamaya başladı. Ancak gerçekler öyle değil. Ülkemizde son 11 yılda ciddi ölçekli ve sıfırdan inşa edilen havalimanlarına örnek olarak sadece İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı var. O proje de hatırlanacağı üzere Savunma Sanayi Müsteşarlığı liderliğinde kamulaştırma ve avan proje dâhil olmak üzere 12 yılda tamamlanmıştı.
İnşaat sektörümüzün çok geliştiğini kabul etmekle beraber, havalimanı inşaatının sıfırdan ve doğru şekilde hayata geçirilmesinin çok farklı ve detaylı bir konu olduğunu tekrar vurgulamakta fayda var. Sektörde sıfırdan bir havalimanı yapılmasına ‘greenfield airport’ denilir. Son yıllarda dünyada örnekleri pek azdır ayrıca uzun süreçli, çok detaylı bir ön çalışma gerekir. Bu ön çalışmalar arasında rüzgâr ölçüm testleri, en ideal yer tespit çalışması, hava trafik saha çizimleri, yaklaşma (approach) ve bekleme (hold) çalışmaları, pist kapasite kullanım oran analizleri/öngörüleri, uçak parklama sahası çizimleri ve kapasite kullanım çalışmalarının yanı sıra bu köşede daha da detaylandırmak için yerimizin yetmeyeceği mikro ayrıntılar mevcuttur. Şayet bu çalışmalar daha planlama aşamasında konunun uzmanlarınca doğru yapılmazsa ülkemiz için maddi ve manevi pek çok zarara yol açar. Nitekim 3. havalimanı ile ilgili yer tespiti yıllardır dedikodu mahiyetinde tezahür ettiği gibi ülkemiz ve İstanbul’u bu kadar doğrudan etkileyen bir projede kamuoyu çok az bilgilendirilmeye devam ediliyor.
KAPASİTE 100 MİLYON
Son yıllarda mega boyutta sıfırdan yapılan havalimanlarına en güzel örnek Dubai’deki Jebel Ali, Al Maktoum Havalimanı. Bu havalimanı tüm etapları tamamlandığında dünyanın en büyük havalimanlarından biri olacak. 2005 yılında başlanan proje her ne kadar tek pisle 2010 sonunda açılmış olsa da henüz Emirates Havayolları’na tam teşekküllü olarak hizmet verecek durumda değil. Bunun için öngörülen zaman ise 2020 veya 2022 olarak belirtiliyor. Beş adet simültane paralel (aynı anda iniş kalkış kabiliyeti olan) piste sahip olan havalimanında ilk pistin inşası toplam 600 gün sürmüştü. Diğer bir örnek ise ABD’deki Denver Havalimanı. 2011 yılında 51 Milyon yolcunun tercih ettiği havalimanında inşaat 1989 yılında başlayıp yaklaşık 14 aylık gecikmeyle ancak 1995 yılında tamamlanmıştı. Planlama ve büyümesi ile örnek teşkil edebilecek bir havalimanı da Dallas Fort Worth Havalimanı. Umarım ve dilerim ki Ulaştırma Bakanlığı ve DHMİ ile DLH gibi bakanlığa bağlı kurum yetkilileri kulak verir, dikkat çektiğimiz bu hususlarda gereken tüm ayrıntıların üzerinde önemle durur ve henüz ihale öncesindeki bu projede havacılık bilimselliğini ve yarınları hesaba katarlar. Tıpkı Kızılderili atasözünün dediği gibi: “Dünya bize atalarımızdan miras kalmadı, onu torunlarımızdan ödünç aldık”
(Tolga Turgut / Akşam)
Yorumlar