CHP'Lİ VEKİLDEN GİZLİ ORTAK SORUSU

Hamzaçebi, düzenlediği basın toplantısında, 2007 yılında yapılan ihaleyi toplam 2 milyar avro bedelle Almanya’da kurulu FRAPORT AG Şirketi ile İbrahim Çeçen Grubunun oluşturduğu konsorsiyumun kazandığını, ancak düzenlenen sözleşmenin ihale şartnamesine çok açık bir şekilde aykırı olduğunu iddia etti.

Şartnameye göre, ihaleyi kazanan şirketin oluşturduğu konsorsiyumun kuracağı şirkette, tecrübeli şirketin hissesinin yüzde 51’den az olamayacağını,
bundan amacın tecrübeli ortağın yönetiminde işlerin yürütülmesi olduğunu belirten Hamzaçebi, böylece, tecrübeli yabancı ortağın herhangi bir problemle
karşılaşmadan işleri yürütebilmesinin amaçlandığını ifade etti.

DHMİ ile imzalanan ana sözleşmede ise yüzde 51 paya sahip FRAPORT AG isimli şirketin bu payın gerektirdiği güçten yoksun bırakıldığını, şirketin karın sadece binde 5’ini almasının öngörüldüğünü belirten Hamzaçebi, şirketin yönetim kurulunu toplantıya çağıramadığını, yönetim kurulunda çoğunluğu olmadığı için istediği kararları çıkaramadığını, genel müdür tayin edemediğini anlattı.

Ana sözleşmeye göre, konsorsiyumda 10 TL’lik sembolik bir paya sahip olan bir başka FRAPORT-İbrahim Çeçen şirketinin karın yüzde 99’unu aldığını söyleyen Hamzaçebi, bunun Ticaret Hukukundaki "imtiyazlı paylar" düzenlemesiyle açıklanamayacağını dile getirdi.

İkinci şirketin kar paylaşımında FRAPORT AG’nin payının yüzde 34, İbrahim Çeçen grubunun bir şirketinin yüzde 34, bir başka İbrahim Çeçen şirketinin ise yüzde 32’lik kar payına sahip olduğunu belirten Hamzaçebi, "Burada FRAPORT AG açısından gerçekçi bir paylaşım tablosu görülüyor. Yani karın yaklaşık üçte birine sahip demektir. Oysa ana sözleşme şirketin en az yüzde 51’i yabancı ortakta olacak, diyordu" dedi.

İkinci şirkette de FRAPORT AG’nin birinci şirkette olduğu gibi şirketin genel kurulunu toplantıya çağıramadığını, yönetim kurulundan istediği kararları
çıkaramadığını, genel müdürü tayin edemediğini söyleyen Hamzaçebi, "Oysa ihale şartnamesi yüzde 51’lik paya sahip olan şirketin, şirketi yönetmekte gerekli güce sahip olmasını öngörüyor" diye konuştu.

-"GİZLİ ORTAK MI VAR?"-

İkinci şirkette kar dağıtım paylarına işaret eden Hamzaçebi, şöyle devam etti:

"Ticaret Hukukuna göre kar payını istediğiniz gibi bölüştürebilirsiniz. İbrahim Çeçen Grubu bunu tek başına alabilme olanağına sahip iken yüzde 66’lık
karın iki şirket arasında paylaştırılması akla bir soruyu getirmektedir. Burada gizli bir ortak mı vardır? Yüzde 32’lik payın gerçek sahibi bir başkası mıdır? Hatta bu bir siyasi midir?"

Hamzaçebi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın ihaleden önce TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, DHMİ yetkilileri ve ihaleyi kazanan iki şirketin Türkiye tarafındaki sahibi ile ihale konularını konuşup konuşmadığını sordu.

-"ŞİRKET PARAVANDIR"-

Hamzaçebi, şu görüşleri dile getirdi:
"Yaptığım çalışmaya göre, DHMİ ile sözleşme imzalayan şirket paravan bir şirkettir. 100 bin TL’lik bir sermayeye sahip bir şirkettir. 100 bin TL’lik
sermayeye sahip bir şirket 2 milyar avro kira bedeli olan bir işi çevirebilecek kapasitede bir şirket değildir. 10 TL’lik sermaye payına karşın karın yüzde
99’unun aktarıldığı ikinci şirketin sermayesi ise 27 milyon TL’dir. Yani gerçekte operasyonun yapıldığı, işletmeciliğin yürütüldüğü şirket ikinci şirkettir. İkinci şirkette de gerçekler bütün çıplaklığıyla ortadadır. Bu işte bir üçüncü ortak var mıdır? Üçüncü ortak gizli ortak mıdır ve arkasında bir siyasi kişilik var mıdır ya da bizzat siyasilerin kendisi midir? Sorularım, çalışmam bunu ortaya çıkarmaya yöneliktir. Sayın Başbakan’dan bu konuyu açıklığa kavuşturmasını talep ediyorum."

Hamzaçebi, zamanın DHMİ Genel Müdürü ve Genel Müdür yardımcısının "ihaleye fesat karıştırdıklarını" ve "görevlerini kötüye kullandıklarını"
ileri sürerek, bugün Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunacağını bildirdi.(Vatan)