Türkiye'nin tek bölgesel havayolu şirketi Borajet, Aydın, Bursa ve Kastamonu gibi illere uçmak istiyor.
1950’leri hatırlatan ama ileri teknoloji ürünü pervaneli uçaklar Türkiye’nin küçük ve zorlu pistlerine yolcu taşımaya başladı..Borajet’in Turboprop ATR uçakları Gökçeada, Mykonos gibi tatil beldelerine, Tokat, Siirt gibi Anadolu’nun küçük kentlerine uçuyor. Şimdi hedefte, Aydın, Bursa ve Kastamonu’ya uçmak var. Türkiye’yi bölgesel havacılık kavramı ile tanıştıran Borajet, Aralık ayında da filosuna 5’inci uçağı eklemeye hazırlanıyor.
Türkiye’yi ‘bölgesel havacılık’ ile tanıştıran Borajet, 3 yeni havaalanına daha uçmaya hazırlanıyor. Gökçeada, Siirt gibi küçük havaalanlarına operasyon düzenleyebilen Borajet, yeni dönemde Aydın, Bursa ve Kastamonu’ya uçmak istiyor. Ortalama standartlardaki bir havaalanı 300 milyon dolara mal olurken Borajet’in kısa mesafede iniş kalkış yapabilen ‘pervaneli’ uçakları 5 milyon dolarlık havaalanına ve toprak pistlere inebiliyor. Böylece tek havaalanının kurulabileceği tutara, 60 küçük havaalanı kurulabiliyor. Ayrıca Borajet Türkiye’de atıl kalmış bazı havaalanlarını yeniden uçuşa kazandırmak istiyor. Borajet Genel Müdürü Kaptan Pilot Kadir Peker, “Biz pervaneli uçaklarımızla daha kısa, daha yüksek, daha zorlu pistlere operasyon düzenleyebiliyoruz. Havacılık sektöründe bu özelliğimizle 4 çekeriz” diye konuştu.
Türkiye’nin ilk ve tek bölgesel havacılık sertifikasını alan şirketi olduklarını kaydeden Borajet Genel Müdürü Peker, “Borajet bir hava taksi şirketi olarak kuruldu daha sonra Türkiye’de havacılıkta eksik kalmış alanlara yatırım yapmak üzere bölgesel havacılık için 2008’de yeniden yapılandırıldı. Geçen yıl mayıs ayında ise uçuşlara başladık. Borajet Türkiye’nin ilk ve tek bölgesel havacılık sertifikasını alan şirketi” diye konuştu.
Turboprop ATR 72-500 tipi uçaklar ile uçtuklarını bunların pervaneli olması nedeniyle insanlara 1950’leri ve 1960’ları hatırlattığını dile getiren Peker, “Ama bu eski teknoloji değil, ileri teknoloji ürünü. Bu da bir jet motoru ancak pervanenin sağladığı avantajları kullanabiliyor. Jet uçaklarına göre pervaneli uçaklar daha emniyetli. Pervaneli uçaklar zor koşullarda operasyon yapabilsin diye üretilmiş uçaklar” diyerek, “Gövde ve iniş takımları jet uçaklarına göre daha farklı, toprağa da iniş yapabiliyorlar. Jet uçağının toprağa inmesi mümkün değil. Jet uçak 2 kilometrede durabilirken, bizim uçaklarımız 500 metrede kalkış, iniş yapabiliyor. Bunu şöyle anlatabiliriz, dağa gittiğiniz zaman çok lüks bir arabayla gidemezsiniz, 4 çeker denilen arabalarla gitmek zorunda kalırsınız, bu arabada süratten çok güç var. Sürat istediğiniz zaman da spor arabalar kullanabilirsiniz. Biz, Borajet olarak havacılıkta 4 çekeriz. Daha kısa, daha zorlu, yüksek pistlere pervaneli uçaklarımız sayesinde iniyoruz. Bölgesel havacılık için de bu şart” açıklamasını yaptı.
Bölgesel havacılığın tam olarak ticari bir havacılık servisi olarak algılanmaması gerektiğini aynı zamanda kamu işi olarak düşünülmesi gerektiğini kaydeden Peker, “Avrupa’daki ismiyle ‘public service corporation’ yani kamu hizmeti gören şirket gibi çalışıyoruz. Amerika’da da havacılık şirketleri devletin desteği ile ekonomik olmayan bölgelere uçuyorlar” şeklinde konuştu.
Yatırımcılar ulaşımı iyi değilse o bölgeye gitmiyor
İçinde bulunduğumuz yüzyılın en önemli talebinin ‘hız’ olduğunu kaydeden Peker, “Özellikle ulaşım ve haberleşmede bu istek büyük. Haberleşmede bu hız internet sayesinde var. Ulaşımda da aynı oranda hız kazanılması gerekiyor” dedi. Tüm şehirlerin havacılıktan istifade etmek istediğini belirten Peker, şöyle devam etti: “Kastamonu’ya bir meydan yapılmış ve atıl kalmış. Kastamonu’daki insanlar bu yatırımı kullanamayacaklar mı? Hastalık, eğitim gibi nedenlerle hava ulaşımı bir ihtiyaç. Zonguldak’ta Karaelmas Üniversitesi var. Bu üniversiteye öğretim üyelerini İstanbul’dan taşıyoruz. İstanbul’dan Zonguldak’a gitmek için vakti olmayan bu öğretim üyeleri hangi yolu seçecekler? Bu bir kez değil ki sürekli bir faaliyet. Dolayısıyla havacılık hizmeti sağladığınızda bu insanlar sabah gidip akşam geri dönebilir. Mesafeleri kısaltıyorsunuz. Bu hizmeti koymazsanız bir süre sonra o üniversiteler öğretim üyelerini oraya getiremez hale gelirler. Ayrıca yatırım yapacak insanlar da ulaşımı iyi değilse o bölgeyi tercih etmiyorlar.”
Anadolu Jet ile işbirliği
Bölgesel havacılığın en yüksek ölçüde ülke nüfusunu havacılık hizmetinden yararlandırdığını kaydeden Peker, “Yani ana damarlardan kan uzuvlara kadar geliyor, sonra uzuvların içine kılcal damarlarla geliyor. O kılcal damarlar bölgesel havacılık oluyor” dedi. Peker, şöyle devam etti: “Anadolu Jet ortaklığında yaptığımız anlaşma ile hizmetin daha geniş kitleler tarafından karşılanmasını destekliyoruz. Anadolu Jet de bu vesileyle uçuş yapamadığı noktalara kendi uçuşlarını taşımış oluyor. Hem onun uçuşlarının çeşitliliğini artırıyoruz, hem de elindeki büyük uçaklarla uçtuğunda yolcu miktarından dolayı zarar ettiği hatlardan, zarar etmesini engelliyoruz. Bir Gökçeada, Tokat satabiliyor. Kahramanmaraş, Adıyaman gibi uçuşları kendi uçakları ile de yapabilirler ama bunu yaptıklarında her uçuşta 6-7 bin dolar civarında para kaybedebilirler. 50 kişilik otobüste 3 kişi giderse, bu tabiki ekonomik olmaktan çıkar, ona uygun vasıta kullanırsanız, hem bu hizmet sizi yıpratmaz daha uzun vadeli olur, sürekli olarak götürebilirsiniz.”
Peker, ayrıca “Standart bir hava meydanı 300 milyon dolara mal oluyor. Bizim uçaklarımızın inebildiği hava meydanlarını ise 5 milyon dolara inşa etmek mümkün. Bu da atıl bir havaalanı yapmak yerine 60 noktaya uçuş yapılmasını sağlayabilirsiniz demek” dedi.
5’inci uçak Aralık’ta filoya katılacak
Bölgesel havacılığa uygun olarak ATR uçaklarının en son versiyonu olan 74 kişilik uçaklarla uçtuklarını anlatan Genel Müdür Peker, ATR’nin Fransız-İtalyan ortak yapımı olduğunu ve Airbus ile aynı fabrikada aynı teknolojiyle üretildiğini belirtti. Peker, “Pervaneli ve daha küçük uçaklar olduğu için bunun jet uçaklarından daha ucuz olduğu düşünülmesin. Bunlar jet uçakları ile hemen hemen aynı fiyatlara sahip, yüksek yatırım gerektiren ciddi uçaklar. Şu anda bizim 4 tane uçağımız var. 5’inci uçağımız Aralık ayında filoya fabrikadan katılacak. Borajet’in hali hazırdaki yatırımı 100 milyon doların üzerinde” şeklinde konuştu.
Para kazanmak için yurtdışı uçuş bulmalıyız
Borajet’in her gruptan müşterisi olduğunu bunun verdikleri hizmetin alternatifi olmadığından kaynaklandığını belirten Peker, “Ama yaz dönemi ya da uçulan bölgenin özelliklerine göre müşteri portföyümüz değişiyor. Mykonos tamamen turizm sezonuna bağlı bir uçuş. Ülke içinde TL olarak fiyatlandırılmış bilet satıyoruz. Dolayısıyla döviz hareketlerine karşı çok hassas bir durum var. Bir de belli rakamların üzerine satış yapmak mümkün değil. Zaman zaman Borajet’e yakın dış hatlar yaratma mecburiyetimiz var” dedi.
3 yeni alana uçma planımız var
Uçacakları yeni alanlar hakkında da bilgi veren Peker, “Bu alanlara uçmak sadece bizim isteğimizle olmuyor. Mesela Aydın Çıldır Meydanı var, Bursa Şehir Meydanı var. Hali hazırda trafiğe açılmadığı için kullanmıyoruz, Kastamonu Şehir Meydanı yaklaşık iki yıldır açılmaya çalışılıyor. Türkiye’de bunun gibi başka meydanlar da var. Bunlar faal oldukça, biz de uçakların müsait olma durumlarına bakarak, buralara uçuş planlamayı istiyoruz” diye konuştu.
Sanayi yatırımı yapan şirketler gibi teşvik almalıyız
Bölgesel havacılığın sadece bir iki şirketle olamayacağını kaydeden Borajet Genel Müdürü Kadir Peker, şunları söyledi: “Bu alana daha farklı uçak modelleri ile başka firmaların da girmesi gerekiyor. Bunun için en önemli örnek Amerika. Orada 172 bölgesel havacılık şirketi var ve onlara toplam 152 milyon dolara yakın teşvik veriliyor. Yolcu olsa da olmasa da devlet bu şirketleri destekliyor. Bu uçuşların yüzde 45’i Alaska’da yapılıyor, Avrupa’da da aynı sistemle çalışıyor. Hem devlet destekleri var, hem de vergilendirmede bir takım yükler ortadan kaldırıp iş daha cazip hale getiriliyor. Bu zarar etmeme garantisine karşı bazı hatlara da uçma zorunluluğu getiriliyor. Böylece kesintisiz bir havacılık bir hizmeti yurdun dört bir yanında sağlanmış oluyor. Özel sektör eğer bu yatırımı yapmazsa, devletin bu yatırımı yapması gerekiyor. Devletin bu yatırımları yapması ekstra yük demek, onun için özel sektör teşvik ediliyor. Ümit ediyorum Türkiye’de de böyle çalışmalar görülür. Aksi taktirde sürekliliği sağlamak çok zor. Bizim arzumuz bölgesel havayolu şirketlerinin sanayi yatırımı yapan şirketler gibi değerlendirilmesi ve bu kapsamda teşvik edilmesi.”
100 liraya satılan bir biletin 18 lirasının KDV olduğunu kaydeden, buna ek olarak yakıtta KDV, alan vergileri, üst geçiş ücretleri ve personel maaşlarına uygulanan vergiler olduğunu belirten Peker, “Kendi şirketim için bu giderlerin ilk 8 ayda 7 milyon lira tuttuğunu gördüm. Bunlardan devletin bizi arındırması gerekir” diye konuştu.
Bölgesel havacılık nedir?
Bölgesel havacılık Amerika’da 100, Avrupa’da 120 kişiyle sınırlandırılmış uçakların yakın bölgelere uçuş hizmeti vermesi anlamına geliyor. Hatlar daha çok az kişinin uçtuğu zorlu pistlerde gerçekleştiriliyor. Böylece uçuşun hem ekonomik olması hem de daha çok insanın havacılık ulaşımından faydalanması sağlanıyor.
İşadamlarına hava taksi hizmeti
Hava taksi hizmeti veren bir uçakları daha olduğunu anımsatan Genel Müdür Peker, “Bu bölgesel hava taşımacılığı veren konseptimizin tamamen dışında bir uçak. Business jet olarak hizmet veriyor. O da Türkiye’deki en uzun menzilli business jet uçaklarından birisi. Onunla da hava taksi olarak iş adamlarına yönelik olarak hizmet veriyoruz” şeklinde konuştu.
(Dünya Gazetesi)
Yorumlar Tüm Yorumlar (17)