17 Mayıs 2008, Cumartesi 12:41:16

Hava korsanından itiraflar!

AtlasJet Havayolları uçağını Tahran'a kaçırmak isteyen, uçağın indiği Antalya'ya polise teslim olan hava korsanı Filistin uyruklu Momena Abdulaziz Gouma Talikh, İngiliz istihbarat örgütünün elinden kurtulmak için böyle bir şey yaptığını açıkladı...

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)-İstanbul seferini yapan Atlas Jet Havayolları uçağını Tahran'a kaçırmak isteyen, uçağın indiği Antalya'ya polise teslim olan hava korsanı Filistin uyruklu Momena Abdulaziz Gouma Talikh, İngiliz istihbarat örgütünün elinden kurtulmak için böyle bir şey yaptığını; Türk arkadaşı Mehmet Reşat Özlü'nün de kendisiyle birlikte hareket ettiğini iddia etti.

Geçen yıl 18 Ağustos'ta KKTC-İstanbul seferini yapan KK 1011 sefer sayılı Atlas Jet uçağınan binen Momena Abdulaziz Gouma Talikh ile Mehmet Reşat Özlü, bomba süsü verdikleri oyun hamurlarıyla uçağı Tahran'a kaçırmak istedi. Pilotun yeterli yakıt bulunmadığını belirtmesi üzerine uçak Antalya Havalimanı'na indirildi. Pilotların terk ettiği uçaktaki yolcuları serbest bıraktıktan sonra teslim olan Momena Abdulaziz Gouma Talikh ve Mehmet Reşat Özlü, Antalya Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde sorgulandı. Talikh, ifadesinde Filistinli anne-babanın çocuğu olarak Kahire'de dünyaya geldiğini, 2 yaşındayken ailesinin Libya'ya, 4 yıl sonra ise Suudi Arabistan'a göç ettiğini, burada büyüdüğünü anlattı.

Yaşamıyla ilgili bilgi veren Talikh, “Liseden mezun olunca bilgisayar kursuna gittim. Lise yıllarında İngilizce öğrendim. Önce Cidde'deki otellerde çalışmaya başladım, daha sonra 3 kişiyle birlikte internet kafe çalıştırmaya başladık. 5 yıl önce Cidde'de Islah Hareketi isimli bir grubun protesto gösterisini izledim. Güvenlik güçlerinin müdahalesi sırasında 300 kişiyle birlikte gözaltına alındım. 17 kişiyle birlikte siyasi suçluların kaldığı El Ruveys Cezaevi'ne götürüldüm. İki ay boyunca hücrede kaldım. Cezaevinde El Kaide örgütünün elamanları ile tanıştım. Burada 11 Eylül saldırılarında uçak kaçırma eylemi gerçekleştiren Muhammed Ata sorumluluğundaki gruba lojistik destek sağlayan kişi olarak bilinen Ahmet ile bazı El Kaide örgütü üyeleriyle kaldım. İki ay sonra suçsuz olduğum ortaya çıkınca serbest bıraktılar. Serbest kalmamın ardından cezaevinden tanıdığım kişilerin selamıyla gelen Abdullah El Gamdi isimli kişi, İsrail'e karşı Filistinlilere ihtiyaç olduğunu ve kendilerine katılabileceğimi bu konuda eğitim alacağımı söyledi. Benim El Kaide terör örgütünü tanıma şeklim, Abdullah El Gamdi'nin eğitim teklifinde bulunmasıyla başladı. Cidde-Medine yolundaki bir çölde silah, bomba eğitimi aldım” dedi.

El Kaide örgütü ile Müslüman olan güvenlik güçleri ile çatışmalara sokulacağı endişesi yaşadığını söyleyen Talikh, “Daha sonra yasadışı yollardan Yemen'e kaçtım. Yemen'de de polis kontrolünde kimliksiz yakalananınca yine gözaltına alındım. 4 gün süren sorgulamama üzerinde FBI yaka kartları olan iki Amerikalı da katıldı. Birşey çıkmayınca serbest bırakıldım. Ailem KKTC'de Girne Amerikan Üniversitesi'nde okuyan kardeşimin yanına göndereceğini söyledi. Bunun üzerine Filistin'deki ailemin yanına döndüm. Nisan 2006'da Lefkoşa'ya uçakla gittim. Kardeşim ile birlikte Girne'de yaşamaya başladım” diye konuştu.

İngiltere Büyükelçiliği'ne giderek sığınma başvurusunda bulunduğunu, El Kaide adına faaliyet yürüttüğünü ve örgütten kaçtığını söyleyen Talikh, kendisini Christhoper olarak tanıtan bir kişiyle görüşerek başından geçenleri anlattığını aktardı. Christhopher'in kendisine, KKTC'de de güvenli evleri olduğunu ve orada daha rahat olacağını söylediğini belirten Talikh, “Girne'de gösterilen güvenli ev yerine kardeşimin evinde kalmaya devam etim. Christhopher'in ardından Mısır'dan gelen bir İngiliz istihbarat görevlisi Mısır'daki İslami gruplar hakkında sorular sordu. Dubai'den gelen başka İngiliz ile bu kez Dubai'deki kişiler hakkında ve Umman'dan John adındaki İngiliz istihbaratındaki kişiyle görüştüm” dedi.

Umman'ın Muskat şehrinde John ve Peter isimli kişiler tarafından, takipten kurtulma, tanımadığı kişiyle mülakat yapma, bilgi toplama, haberleşme, şifreli görüşmeler, rapor yazma, buluşacağı kişiyi güvenli olarak araca alma gibi konularda eğitildiğini söyleyen Talikh, El Kaide üyelerinin Pakistan'dan Umman ve Yemen'e nakillerini sağlayan bir kişi hakkında araştırma yapmasının istendiğini, ancak bunu yerine getirmediğini de söyledi. Talikh “Bu görevi yerine getirseydim, Müslümanlara zarar verecek bir durum meydana gelebilirdi, bu nedenle tekliflerini kabul etmedim. Yeniden KKTC'ye döndüm. Bu kez kendisini Christhopher ve John'un üstü olarak tanıtan Jim, Hizbullah'ın faaliyetleri ile yeni bir oluşum olan Feth-Ül İslam gibi örgütler hakkında araştırma yapmam için görev verdi. Bundan tedirgin oldum, çünkü Suriye'de Feth-Ül islam ile Lübnan arasında çatışmalar olduğunu duyuyordum. Eğer Suriye'ye gidersem muhtemelen devletler arasında bir kargaşanın içinde olabileceğimi düşündüm. Ben Müslümanlar aleyhine herhangi bir görev almak istemiyordum. Düşünmekten çıldıracak gibi olduğum anlar oldu. Bana verilecek görevin 10 yıl gibi belki de daha fazla zaman gerektireceğini, belki beni Müslümanlara karşı kullanacaklarını anladım. Bunun üzerine Jim'e karşı nefretim başladı. Ona karşı bir şeyler yapmak istedim, öldürmeyi düşündüm, ama öldürürsem elime bir şey geçmezdi. İkinci çıkar yol olarak Jim'i kaçırıp, İsrail cezaevinde bulunan özellikle Filistinli kadınların serbest bırakılmasını talep etmeyi düşündüm. Ancak çıkar yol bulamadım. Sürem çok kısıtlıydı, yasal olarak bir ülkeye gitme durumum yoktu. Bu nedenle bir bilet alıp, bindiğim uçağı kaçırmayı düşündüm. Çaresiz kalmıştım, bana yardım edecek birilerini bulamadım. Sonuçlarını düşünmeden ani bir şekilde karar verdim. Ev arkadaşım Mehmet Raşit Özlü ile uçak kaçırmaya karar verdik. Kıbrıs Ercan Havalimanı'ndan havalanan Atlas Jet uçağını bomba süsü verdiğimiz oyun hamuruyla Tahran'a kaçırmak için bindik. Ama yakalandık. Uçağı kaçırmamdaki tek amacım İngilizler'den kurtulmaktı” dedi.

DAVA AÇILDI

Kaçırdıkları uçağın indiği Antalya Havalimanın'da gözaltına alınıp tutuklanan Talikh ve ev arkadaşı Mehmet Raşit Özlü hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak, uçak kaçırma, cebir ve tehdit kullanmak suretiyle silahla hürriyeti tahdit suçlamasıyla, uçaktaki 139 kişi için ayrı ayrı 15'er yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. Sanıklar 3 ayrı suçtan toplam 2 bin 97'şer yıl hapislerinin istendiği, İzmir 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın ilk duruşmasına getirilemedi. İki sanığın, önümüzdeki hafta yapılacak ikinci duruşmada ilk kez hakim önüne çıkarılacakları belirtildi.

Hava korsanından itiraflar!

Yorumlar

Bu haber için henüz yorum gönderilmedi.

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000