Akşam gazetesi köşe yazarlarından Tolga Turgut, yurtdışında yeni kullanılmaya başlanan AeroBahn adlı sistemin yaşanan rötarlardan sonra Atatürk Havalimanı'nda da kullanılması gerektiğini savundu. İşte Turgut'un Havayolu sahiplerini de sevindirecek sistem hakkındaki köşe yazısı...
Rötarları azaltacak yenilik: AEROBAHN
Sebep ne olursa olsun, havalimanlarında yaşanan rötarlar hem yolcuları hem de havayollarını mutsuz eder. Havayollarının uğradığı maddi zarar ise çok büyük olur. Geçtiğimiz aylarda ABD ve Avrupa'daki bazı havalimanlarında uygulanmaya başlanan uçakların pist, apron, körük veya taksi yolunun neresinde olduğunu tespit edebilen yeni yer izleme sistemi (ground-surveillance system) Aerobahn bu nedenle çok önemli bir teknolojik devrim niteliği taşıyor.
Size ilginç gelebilir ancak havayolları özellikle havalimanında yoğun trafik mevcutken, hava karanlık veya görüşe elverişsizken, kendilerine ait uçakların körük ile pist başı arasında tam olarak nerede olduğunu bilemezler. Uçakların o sırada iletişimleri sadece hava trafik kontrolörleriyle olur. Bazen bu saatlerce sürer. Eminim bu köşeyi takip eden herkes de uçağa bindikten sonra farklı nedenlerle gelişen birkaç saatlik rötarlar yaşamıştır. İşte bu yeni teknoloji tüm bunların sonunun geldiğinin habercisi oldu. Sistem şu anda ABD'de New York JFK, Atlanta, Detroit, Houston, Minneapolis, Seattle, Newark N.J, Avrupa'da ise Paris ve Frankfurt'ta faal durumda. Ayrıca Avustralya'da dört havalimanı ile Hong Kong'da da kullanılıyor. Sistem ABD Ulaştırma Bakanlığınca onaylanmış bulunuyor. Hatta yayınlanan bir kurala göre iç hat seferi yapan bir uçak yolcular içinde iken, henüz havalanmadan, havalimanının herhangi bir yerinde iki saatten fazla beklerse havayolu yolcu başına 27.500 dolar ceza ödeyecek. New York'ta son birkaç ayda 10 uçak, içinde yolcularla bu süreyi aştığı için pist başından terminale dönmek zorunda kalmış. Yaptırım bu kadar sert olunca haliyle havayollarının da uçaklarının yerde kaldığı süreyi daha dikkatle minimize etmesi gerekiyor. Bu kesinlikle yolcular için iyi haber.
Kanımca Aerobanh ülkemizde de en kısa zamanda faydalanılması gereken bir sistem. Özellikle de Atatürk Havalimanı'nda.
HAVAYOLLARININ GİDERLERİNİ DE AZALTIYOR
Havayolları, uçaklarını her saniye takip edebildikleri için, sistem sayesinde uçuş tarife verimliliklerini maksimize edebiliyor, havalimanlarındaki yakıt maliyetlerini azaltıyor, mesai saatlerini uçucu personel için daha verimli hale getiriyor. Sistemin maliyeti hakkında üreticisi olan Sensis Corporation bir açıklama yapmazken, kullanıcı havayolları yapılan yatırımın 6 aylık bir sürede geri döndüğüne işaret ediyor. Sistem havalimanları tarafından satın alınarak havayollarına konma-konaklama ücretleri dahilinde yansıtılıyor. Aerobahn'ın Houston ve Newark'ta kullanıcısı olan Continental Havayolları bu yeni teknoloji sayesinde havalimanından kaynaklanan rötarları minimize ettiklerini, uçakların taksi sürelerini azalttıklarını, daha fazla yakıt tasarrufu yapabildiklerini ve dakiklik oranlarının süratle arttığına işaret ediyor.
Havalimanlarındaki uçak hareketleri uçuş emniyeti açısından da en fazla önem verilen hususların başında gelir. Zira pist kazaları (runway incursions) havacılıkta en sık rastlanan durumlardan biridir ve çoğu zaman neden koordinasyonsuzluk ve iletişim eksikliğidir. Gelişen teknoloji sayesinde şimdilik sadece sınırlı sayıda havalimanında yer radarı (ground radar) kullanılmaya başlanmıştır. Pist kazalarını azaltma konusunda ABD'de son yıllarda yer trafik yönetimi (surface traffic management) konusunda da ciddi çalışmalar yapılıyor. Yakında havalimanlarında da trafik ışıkları görmeye başlarsak hiç şaşırmam. Gerçi bu teknolojilerin ülkemize ne zaman geleceği bilinmez ancak DHMİ yetkililerinin bu gibi yatırımlara odaklanmaları ve havalimanları özelleştirmelerinden gelen gelirlerin bir kısmını altyapıya tahsis etmeleri durumunda kolayca gerçekleşebilir.
BOEING 787 YANILTMIYOR
Boeing, geçtiğimiz günlerde resmi olarak yeni uçağı 787 Dreamliner'ın teslimatında bir gecikme daha açıkladı. Hatırlanacağı üzere modelin ilk uçakları yaklaşık bir yıldır test uçuşlarına devam ediyor. Resmen açıklanan bu bilgiye göre 787 Dreamliner'ın gökyüzünde yerini alması tam iki buçuk yıl ertelenmiş olacak. Edinilen bilgilere göre bu son gecikmenin sebebi motor üreticileri Rolls-Royce ve General Electric.
Bu gelişme yeni modelin ilk müşterileri All Nippon Airways (ANA), LOT ve Şilili LAN gibi havayolları için kötü haber anlamını taşısa da, sektörde kimsenin artık sürekli yaşanan bu gecikmelere şaşırmadığını düşünüyorum. Boeing her ne kadar teslimatların 2011 ilk çeyreğinde başlayacağını duyursa da, üretim planlama takvimi bence çok agresif. Bu takvime göre 2013 yılına kadar her ay 3-4 uçak üretip teslim etmek zorunda kalınacağı gibi, 2013 itibarıyla da her ay 10 uçak teslim etmeleri gerekecek ki bu da çok zor görünüyor.
Teslimatta yaşanan bunca gecikmenin mali faturası Boeing için olumsuz olarak artmaya devam edecektir. Kuruluş ayrıca geçtiğimiz hafta bir diğer yeni modeli Boeing 747-800'ün program yöneticisini değiştirdi. Zira geniş gövdeli bu model de üretim takviminin gerisinde kaldığı için bütçelenen maliyetin 1 milyar dolar üzerine çıkmış durumda.
Eminim ki Boeing gibi bir dev zorlansa bile bu sorunların üstesinden gelecektir ancak tüm bu süreçte ticari uçak pazarında son yıllarda Airbus'a kaptırdığı liderliği kısa vadede geri alması pek mümkün görünmüyor.
(Akşam)
Yorumlar Tüm Yorumlar (6)