HADSİZLER...

Çağın en önemli buluşlarından biri kuşkusuz, dünyayı klavye ve mouse kullanarak elinizin altına getiren internettir. Bu yüzden, dünyanın en medeni ülkelerinden en geri kalmışlarına kadar internet kullanımı giderek artan bir trend göstermektedir.

Türkiye’de de internet gerçeği inkâr edilemez. Daha iki gün önce, yağmurdan topladığı hurdaları satan çocuğa muhabir soruyor, ‘ Ne yapacaksın o parayla’ diye… Çocuğun cevabı şu oluyor: ‘ İnternet kafeye gideceğim.’

Bugün Hürriyet 500 bin satarken, internet sayfasının günlük okunma sayısı 4 buçuk milyon… Milliyet Gazetesi keza aynı… Onun da gazetesi 200 bin satmıyor bile ama sitesinin 3-4 milyon ziyaretçisi var. Habertürk derseniz aynen öyle… Gazete 250 bin satmıyor…Ama internet sitesinin 3 milyon okuyucusu var. Youtube, Google ve Facebook’u saymıyorum bile…

Ancak görmekteyiz ki, internetin gücüne inanmak istemeyenler ve varlığını reddedenler internetin tüm gerçekliğine karşın halen aramızda mevcut.

Bu yazının elbette ki çıkış noktası var. Yoksa durup dururken internet kullanımının geldiği noktayı tekrar anlatmaya ve  ispata çalışmaya hiç gerek yok.  

Öğrendik ki Atatürk Havalimanı basın odasındaki fanusa sıkışmış, dünyaya geniş perspektifle bakamayan, at gözlüğü takmış bazı arkadaşlar, internet haberciliği yapan havacılık sitelerini ve tıpkı internet gibi dünyanın bir ucundan diğer ucuna yayınları izlenebilen Airport TV’yi dışlama gayretindeler. Bu gayretin sebebi elbette ki, haber savaşında mağlup olmaları... Bunu hepimiz biliyoruz. Ancak, onlar rekabet edip başarılı olmak yerine bir takım ayak oyunlarına başvurma yolunu seçtiler.

Son hamleleri ise andıç gibi bir liste oluşturmak olmuş. Oluştursunlar, itirazımız yok. Onların liste gönderdikleri yerlerden bizlere özel davetler geldiği için hiçbir problem yok. Asıl problem o düşünce yapısındaki insanların kafasında… Hasta ruh, nefretle beslenmek, fitne - fesat… ne ararsanız arayın o kafanın içinde.

Amaç ne, AirportHaber’i sindirmek, Airport TV’ye darbe vurmak. ( Biz o darbeye pek inanmasak da…)

O hazırladıkları fotoğraflı liste şu anda elimde. Listenin üst tarafında ‘Atatürk Havalimanı’nda görev yapan ulusal medya temsilcileri’ yazıyor.

Ancak, çelişki 1… O listede ulusal yayın yapan bir medya kuruluşunda olmayan da var!  O listede Türkiye’nin en çok kişiye ulaşan gazetesinin muhabirinin adı yok! Peki neden? Çünkü liste hazırlanırken yaptığı işe değil kişisel tatmine bakılıyor belli ki…

Çelişki 2… Bilgisi yetersiz arkadaşlar sanırım uydu yayıncılığının ne anlama geldiğinden de pek haberdar değil. Çünkü, Airport TV, Kanada’dan Çin’e kadar uydu alıcısı olan her evde izlenebiliyor. Onu ulusal kategorisinde görmemek peki neyin nesi? Bir de üstüne üstlük D-Smart platformunda gösteriliyoruz o da cabası…

Çelişki 3… Ben Airport TV Haber Müdürü olarak o listeyi hazırlayan İstanbul Havalimanları Muhabirleri Derneği’nin yönetim kurulu üyesiyim. Ve buna rağmen o listede benim de adım yok. O zaman şu aklınıza gelmiyor mu, madem bu adamı o listeye sokmuyorsun, o zaman dernek yönetiminde gazeteci kabul etmediğin birinin ne işi var? Sizin akıl edemediğinizi ben yapıyorum o zaman. O derneğin yönetiminden de üyelikten de şu dakika itibariyle istifa ediyorum…

Ve çelişki 4… Bir muhabir ne zamandan beri başka bir muhabirin nereye ait olduğu ile ilgili karar verebiliyor?

Bizlerin eğer devletin resmi kurumu olan DHMİ tarafından verilmiş apron kartları varsa, havaalanı işletmecisinin sağladığı bir masa ve telefon bağlantısı varsa siz kim oluyorsunuz da o listeyi hazırlıyorsunuz hadsizler!

Murat HERDEM
Airport TV Haber Müdürü